
Balfour Deklarasyonu İsrail'in kurulmasına zemin hazırladı
İngiliz General Edmund Allenby, Aralık 1917'de Kudüs'ü işgal ederek, Filistin'in Birinci Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti'ne bağlılığını sonlandırdı ve "Siyonistlere" hareket alanı açtı. Bölgenin 1917'de İngiliz mandasına girmesiyle Filistin'e Yahudi göçü daha da hızlandı. İngiltere Dışişleri Bakanlığının 1917 yılında yayımladığı ve Yahudilerin Filistin'de devlet kurmasını öngören "Balfour Deklarasyonu" ile İngilizler, İsrail'in kurulmasına olan desteklerini ilan etti. BM Genel Kurulu'nda 29 Kasım 1947'de Filistin'in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylandı.
Karara başta Filistinliler olmak üzere Arap ülkeleri karşı çıkarken, Siyonistler ise kararı memnuniyetle karşıladı. Bölünme kararının ertesi günü, "Haganah" adlı silahlı örgüt, Yahudilerin ikamet etmesi için hazırlanan bölgeleri ele geçirdi. Filistin'de İngilizlerin manda yönetimi sona erince silahlı örgütler, 14 Mayıs 1948'de David Ben Gurion tarafından İsrail devletinin kurulduğunu duyurdu. Yahudiler "kendilerine ayrılmış" bölgelere yönelik göçleri büyük ölçüde arttı.14 Mayıs 1948 akşamı İsrail, tarihi Filistin topraklarında bir devlet olarak ilan edildi ve dünyada onu tanıyan ilk ülke ABD oldu.
15 Mayıs'ta İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesi felaketler silsilesinin başlangıcı oldu
Beş Arap ülkesinin İsrail devletinin kurulmasına karşı çıkması 1948 Arap-İsrail savaşının başlamasına neden oldu. İsrail Savunma Kuvvetleri; Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak kuvvetlerine karşı başarı kazanmıştır. Bunun yanında Filistin coğrafyasında Araplara devlet kurmaları için bırakılan toprakların da yarısını işgal etmiştir. Savaşın ardından İsrail, savaş sırasında topraklarını terk ederek kaçmak zorunda kalan Filistinli mültecilerin geri dönüşüne izin vermedi. Kaçan Filistinlilerin dönüşünü engelleyen İsrail yönetimi, Filistin-İsrail sorununda önemli ve çözülemeyen bir başlık olan mülteci sorununun da başlamasına neden olmuştur. Savaşın ardından yüz binlerce Filistinli sürgün edilerek evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. 1948'de yerinden edilenlerin çoğu birkaç gün ya da hafta içinde evlerine döneceklerini düşünüyordu. Ancak İsrail, geri dönmelerine asla izin vermedi. Filistinliler 1948'den bu yana yoksulluk içinde yaşıyor. BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler için Yardım ve Çalışma Ajansı'na (UNRWA) göre Gazze halkının yüzde 80'inden fazlası yoksulluk sınırının çok altında yaşam mücadelesi veriyor.
İsrail güçleri Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayı yok etti. Filistin Merkez İstatistik Bürosu (PCBS) son raporunda, 1948'deki Nekbe'nin, 1.300 köy ve kasabada yaşayan 1,4 milyon Filistinliden yaklaşık 1 milyonunun sürgün edilmesine neden olduğunu bildirdi. Siyonist çetelerin saldırıları sonucunda Filistinliler Batı Şeria, Gazze Şeridi ve komşu Arap ülkelere doğru göç etmek zorunda kaldı.
İsrail, Nekbe sırasında 774 Filistin köy ve kasabasının kontrolünü ele geçirdi, bunların 531'i Siyonist çeteler tarafından tamamen yıkıldı. Filistin Merkez İstatistik Bürosu'na (PCBS) göre çeteler, Nekbe olayları sırasında 70'ten fazla katliam gerçekleştirdi ve bu katliamlarda 15 binden fazla Filistinli öldürüldü.
Cibaliye mülteci kampı 77 yıl sonra ikinci Nekbe'yi yaşıyor
Cibaliye Kampı, 1948'de Filistin'in güneyinden zorla göç ettirilen yaklaşık 35 bin Filistinli için 1,4 kilometrelik alana kuruldu. Birleşmiş Milletler Yakın Doğudaki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), kamp sakinlerine barınma, sağlık ve gıda hizmetleri sunuyordu. Başlangıçta sadece kumaş çadırlarda barınan mültecier, 1950'lerden itibaren taş ve tenekeden yapılma geçici konutlara geçti.
Kampın büyümesiyle; 1970'lerden itibaren nüfus artışına bağlı olarak üst üste katlar inşa edilmeye başlandı. Bu durum altyapı planlaması olmaksızın yoğun bir yapılaşmaya neden oldu.
"2023 yılına kadar UNRWA verilerine göre Cibaliye Kampı'nda kayıtlı mülteci sayısı 119 bin 540'tı."
Kampta 26 okul, 3 sağlık merkezi ve sosyal hizmet ofisleri gibi birçok kamu hizmet bulunuyordu. Ticaretin canlı olduğu kampta temel altyapı ve yaşam faaliyetleri aktif durumdaydı.
Cibaliye Kampı İsrail'in saldırıları sonucu hayalet şehre döndü
Cibaliye Mülteci Kampı, İsrail'in uzun süredir gerçekleştirdiği ağır hava saldırıları sonucunda adeta bir hayalet şehre dönüşürken, kampta 1948'deki ilk halini andıran moloz yığınlarının arasında naylon ve kumaşla örtülü çadırlar yükseliyor. Kamp sakinleri, saldırılarda enkaz altında kalan onlarca kişinin cansız bedenine hala ulaşılamadığını, enkaz kaldıracak ekipman ve araçların bulunmadığını aktarıyor.
Günlük yiyecek ve içecek temini ise imkansız hale geldi. 2 Mart 2025'ten bu yana İsrail'in tüm sınır kapılarını kapatması ve yardım girişini engellemesi yaşamı daha da zorlaştırdı.
7 Ekim'den beri süren İsrail saldırıları, kampı yeniden çadırlara mahkûm ederken, alt yapının çökmesiyle yollar kullanılamaz hale geldi. Moloz yığınları arasında insanlar temiz su, gıda ve sağlık hizmetlerine ulaşmakta güçlük çekiyor.
Büyük Felaket'ten bu yana Filistinlilerin sayısı 10 katına çıktı
Filistin Merkez İstatistik Bürosu (PCBS), 2023 yılı sonu itibarıyla dünya genelindeki Filistinli nüfusunun 14,6 milyona ulaştığını, Nekbe olayından bu yana Filistinli nüfusunun yaklaşık 10 kat arttığını belirtti. Filistinlilerin 5,5 milyonunun Filistin'de (Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs), 1,75 milyonunun hâlâ 1948 topraklarında yaşadığı, 6,5 milyonunun Arap ülkelerinde, yaklaşık 770 bininin ise diğer ülkelerde yaşadığı kaydedildi.
PCBS'nin açıkladığı rakamlara göre, "2023 yılı sonu itibarıyla tarihi Filistin'de yaşayan nüfusun %50,3'ünü Filistinliler, %49,7'sini ise Yahudiler oluşturuyordu."
"İsrail, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'inden fazlasını işgal ediyor."
Büyük Felaket'ten bu yana Filistin içinde ve dışında yaklaşık 134 bin kişi öldürüldü
Filistin Merkezi İstatistik Kurumu'na göre, İsrail'in kurulduğu tarih olan 1948'den bu yana Filistin içinde ve dışında yaklaşık 134 bin kişi öldürüldü.
7 Ekim'den bu yana sadece Gazze'de en az 14 bin 944’ü çocuk, 9 bin 849'u kadın olmak üzere 35 bin Filistinli öldürüldü. Çoğu kadın ve çocuk olduğu bilinen yaklaşık 7 bin kişinin cesedine ulaşılamadı.
Batı Şeria'da ise 492 Filistinli, İsrail askerlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybetti.
Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinin verilerine göre, 1967'den bu yana yaklaşık 1 milyon kişi gözaltına alındı.
7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'da gözaltına alınanların sayısı 8 bin 520'ye ulaştı. Gözaltına alınanların bazıları serbest kalırken bazıları tutuklandı.
Nisan ayı sonu itibarıyla İsrail hapishanelerinde bulunan tutuklu sayısı 3 bin 600'ü "idari tutuklu" olmak üzere 9 bin 400'e ulaştı.
Kaynak: AA