Son bir yıl içinde İsrail'in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği saldırılar ve bunun sonucunda yaşanan büyük insanlık trajedisi, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ediyor. Bu süre zarfında, İsrail'in Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da yürüttüğü operasyonlar, binlerce sivilin hayatını kaybetmesine, yüz binlerce insanın yerinden edilmesine ve altyapının büyük ölçüde tahrip edilmesine yol açtı.
Gazze Şeridi: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, özellikle 7 Ekim 2023'te başlayan ve hala devam eden operasyonlar, bölgenin yaşam koşullarını dramatik bir şekilde kötüleştirdi. Hava saldırıları, yerleşim yerlerini, hastaneleri, okulları ve diğer sivil yapıları hedef aldı. İsrail'in bu saldırılarında, sivillerin güvenliği göz ardı edildi ve çocuklar, kadınlar da dahil olmak üzere on binlerce insan hayatını kaybetti. İsrail, bu süreçte 15 bin 328'i çocuk, 10 bin 171'i kadın olmak üzere toplamda 36 bin 654 Filistinliyi öldürmüş durumda.
Batı Şeria: Batı Şeria'da da durum farklı değil; İsrail güçleri tarafından düzenlenen operasyonlarda mülteci kampları hedef alındı ve yüzlerce Filistinli hayatını kaybetti. Özellikle Tulkarim mülteci kampı saldırısında en az 18 Filistinlinin öldürüldüğü raporlar arasında.
Uluslararası Tepkiler ve İnsan Hakları: İsrail'in eylemleri uluslararası toplum tarafından yoğun eleştirilere maruz kaldı. Birçok ülke ve insan hakları organizasyonu, İsrail'in sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırılarını savaş suçu olarak nitelendirdi. Türkiye, İsrail'in Gazze'de yardım bekleyen sivillere saldırısını "katliam" olarak tanımladı ve İsrail'in Filistin halkını bilinçli bir şekilde yok etmeyi hedeflediğini belirtti.
Mevcut Durum ve Geleceğe Bakış: İsrail'in saldırıları, bir yandan Filistin halkının direnişini güçlendirirken, diğer yandan barış sürecini daha da karmaşık hale getirdi. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlar, ateşkes için çağrıda bulunurken, İsrail'in bu çağrılara nasıl tepki vereceği merak konusu. Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınması ve iki devletli çözüm, hala barışın anahtarı olarak görülüyor, ancak bu hedefin gerçekleştirilmesi önünde ciddi engeller var.
Sonuç olarak, İsrail'in Filistin'de bir yıldır sürdürdüğü operasyonlar, sadece bölgesel istikrarı tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda insan hakları ve uluslararası hukuk açısından ciddi ihlaller olarak kayda geçiyor. Bu durum, barış ve adalet arayışında yeni yollar bulunmasının gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor.
KAYNAK:Karamandan